ÜÇ ÜLKE, ÜÇ KENT
ÜÇ ÜLKE, ÜÇ KENT (Maastricht – Liège – Aachen)
Tarih: Haziran veya Eylül-Ekim (3 gece, 4 gün)
Tarih, sanat ve kültür dolu yolculuğumuzun ilk durağı olan Maastricht, Hollanda’nın diğer şehirlerinden farklı olarak kanallarından ziyade Orta Çağ kimliği ile dikkat çeker. Maas nehrinin ikiye ayırdığı şehir aynı zamanda küçük sürprizlerle doludur.
Roma Katolik Kilisesi’nin yedi Collegiate Kilisesi’ni barındıran Liège ise Gotik’ten günümüz mimarisine kadar farklı üsluplar sunar. Hollanda’da Maas, Belçika topraklarında Meuse adını alan nehrin iki yakasında kurulan kent, Belçika’nın sanayi bölgesinde çevresindeki ağaçlık alanlar ve görkemli yapılarla kendi ruhunu yaşatmaya devam etmektedir.
Maastricht ve Liège’den farklı olarak içinden bir su geçmeyen Aachen, Alman sanayisinin kalbi kabul edilir. Endüstri (tekstil, makine, lastik, metal eşya, bez, iğne, ayna ve mobilya), madencilik (kömür, gümüş, çinko, kurşun), sağlık (romatizma ve cilt hastalıklarına iyi gelen sıcak su kaynakları) merkezi, kara ve demiryolu kavşak noktasıdır. Tarihte ise Karolenj uygarlığının merkezi ve Kutsal Roma Germen İmparatorları’nın taç giydiği kent olan Aachen hem 1656 yılında geçirdiği ve kentin % 90’ının kül olduğu yangından hem de II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden ayağa kalkmıştır.
Program:
1.Gün: Türk Hava Yolları’nın TK 1533 sefer sayılı uçağı ile 09.55’de İstanbul Atatürk Havaalanı’ndan Düsseldorf Havaalanı’na uçuyoruz. (Varış saatimiz 12.15)
Buluşma Yeri ve Saati: İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Online Check-in kontuarı önü, 07.30
Bizi bekleyen aracımızla yaklaşık 1,5 saat uzaklıktaki (113 km) Maastricht’e ulaşıyoruz. (Varış saatimiz herhalde ancak 15.00 olur) Otele yerleşmeden önce şehri gezmeye başlıyoruz. Şehir Yönetim Merkezi’nin de olduğu Çarşı Bölgesi, birçok anıtı barındıran ana meydan Vrijthof, birçok kez yenilendiği halde ışıltısını hiç kaybetmeyen St. Servatius Bazilikası, 13. yüzyıla tarihlenen etkileyici bir Gotik mimariye sahip St. John Kilisesi, Basilica of Our Lady ve meydanı, şehir surları ve kapısı, Netherlands Architecture Institute of Maastricht (Bureau Europa) ile 1575 ve 1825 arasında düşmanlardan korunmak için yer altına inşa edilen tüneller göreceğimiz yerler arasında.
Konaklama: Maastricht
2.Gün: Kahvaltı sonrasında bir gün önceden kalan yerleri gezmeye devam ediyoruz. Öğle yemeğinden sonra Belçika’ya geçerek önce yolumuzun üzerindeki Eben-Emael’a uğruyoruz. 1940 yılında II. Dünya Savaşı’nın başlarında Belçika’nın ilk Alman işgaline uğradığı yer olan Ebe-Emael, günümüzde bu çarpışmanın canlandırıldığı bir plato haline dönüştürülmüş durumda. Daha sonra yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuk yaparak Liège’e devam ediyoruz.
Arkeoloji ve Dekoratif Sanatlar Müzesi, Curtius Museum, 1597-1610 yılları arasında İspanyol ordusuna endüstri ve cephane malzemeleri sağlayan Jean Curtius’un evi olarak yapılmıştır. 10. yüzyıla tarihlenen St. Paul Katedrali, St. Denis Kilisesi ile 1754’de değişmeden önceki orijinal planı Aachen Katedrali’ne benzeyen St. Jean Kilisesi, 11. yüzyıla tarihlenen St. Bartholomew Kilisesi ile Benedikten Saint-Jacques Kilisesi, 14. yüzyıla tarihlenen St. Martin Kilisesi, postmodern bir restorasyonun mükemmel bir örneği olan St. Antoine Avlusu ve Opera Binası göreceğimiz yerler arasında yer alıyor. Şehrin en eski caddesi olan Hors-Château’da yürüyüş yaparken 14. yüzyılda sur dışındaki bu kısma yerleşen aristokrat ve dini çevrelerin evlerini göreceğiz.
Konaklama: Liège
3.Gün: Kahvaltı sonrasında bir gün önceden kalan yerleri gezmeye devam ediyoruz. Öğle yemeğinden sonra Almanya’ya geçerek yaklaşık 1 saatlik bir yolculukla Aachen’a varıyoruz.
Charlemagne Meydanı en önemli eserlerin toplandığı bir merkezdir. Günümüzde şehir yönetim merkezi olarak kullanılan Town Hall, 14. yüzyılda Charlemagne’ın sarayının kalıntıları üzerine kurulmuştur. Charlemagne adına verilen uluslararası ödül töreni bu binada yapılmaktadır.
Otto‘dan (936) Ferdinand‘a (1531) kadar Kutsal Roma Germen İmparatorları‘nın taç giydikleri Aachen Katedrali bir “Mimarlık Tarihi” olmasının yanı sıra barındırdığı eserler 30 Alman kralı ve 12 kraliçesi için taç giyme töreni kilisesi olması açısından önemlidir. Bu özelikleriyle 1979 yılında UNESCO Dünya Miras Alanları Listesi’ne giren ilk Alman eseri olmuştur. Charlemagne’ın kurdurduğu bu merkezi planlı yapıya Ravenna’da bulunan 546 tarihli bir Bizans kilisesi olan San Vitale’nin örnek olduğu düşünülmektedir. Yapı, Kuzey Avrupa’nın bilinen en eski katedralidir.
1656 yangını öncesinde bir eczane olarak faaliyet gösteren, daha sonra Andreas Monheim tarafından satın alınıp zamanın önemli mimar-mühendislerinden birisi olan Johann Joseph Couven’a restore ettirilen “Monheim Haus” bugün Couven Müzesi adıyla Aachen’ın en önemli müzesine ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar müze bir ailenin eski evi olsa da 18 ve 19. yüzyılların mimarisine, eşyalarına ve yaşantısına tanıklık etmiş pek çok eser barındırdığından bir tür şehir müzesi işlevi görüyor.
Kentte II. Dünya Savaşı sonrasında yenilenen pek çok kilisenin yanı sıra eski evlerin bulunduğu Frankenberger Caddesi de gezi programımızda yer alıyor.
Konaklama: Aachen
4.Gün: Kahvaltı sonrasında bir gün önceden kalan yerleri gezmeye devam ediyor, öğleden sonra kısa bir süre serbest zamanımız var. Daha sonra 15.00’de buluşuyor ve Düsseldorf’a yola çıkıyoruz. Türk Havayolları’nın TK 1528 sefer sayılı uçağı ile 18.20’de Düsseldorf Havaalanı’ndan İstanbul Atatürk Havaalanı’na uçuyoruz. (Varış saatimiz 22.35)